"Bilim kurgu" sadece geçmişin alanlarında var olmakla kalmaz, aynı zamanda gelecek için bir plan olarak da görülür.

Bir örnek 2004 yapımı filmden gelir, Will Smith'in Audi RSQ spor aracında ustalıkla bir tünelden geçerken, bir düğmeye basarak otomatik pilot modundan manuel kontrol moduna geçtiği ikonik sahnede yatar.

Bir zamanlar gelecekten bir hayal olarak görülen bu düşünce, Audi'nin öncü çalışmaları sayesinde hızla gerçeğe dönüşmektedir.

Son zamanlarda, "Audi Gelecek Töreni" adlı eşi benzeri görülmemiş bir etkinlikte "yüksek kaliteli mobilite geleceğinin" gerçekte neyi içerdiği açığa çıkarıldı. Tanıtılan yenilikler arasında konvensiyonel otomotiv tasarımı anlayışlarını sorgulayan dört kapılı bir crossover coupe olan Activesphere konsept arabası yer aldı.

Activesphere konsept aracı başından itibaren avangart estetiği yansıtır; kapalı ön ızgara çokgen konkav desenler ve bölünmüş tasarım farlar sunar. Coupe tarzı gövdesi pürüzsüz hatlar, büyük tekerlekler ve önden alçak, arkadan yüksek bir pozisyonla dinamik bir aura yayarak dışarıdan her açıdan etkileyici bir görünüme sahiptir. Arka kısımda dar arka lambalar ve abartılı bir difüzör aracın arazideki yeteneklerini vurgular, bu özellikler 248 mm'ye kadar geniş bir kara boşluğu ve etkileyici 22 inçlik tekerleklerle desteklenir.

İçeri adım atınca, avangart atmosfer büyülemeye devam eder. Çarpıcı kırmızı ve siyah renk şeması iç mekana sportif bir hava katar, yuvarlak dikdörtgen çok işlevli direksiyon simidi ve pürüzsüz yatay ve dikey hatlar modernliği yansıtır. Dikkate değer yenilikler arasında kapı panellerine entegre edilmiş katlanabilir LCD enstrümantasyon ve dört artırılmış gerçeklik (AR) başlıklı ekran cihazı içeren çekilebilir bir merkez konsol bulunmaktadır. Sanal ve fiziksel dünyaların bu entegrasyonu, hayal gücü ürünü bilim kurgudan gerçeğe dönüşmüş bir uzay arabası gibi önemli bir adım atar.

Audi'nin yeniliğe olan bağlılığı sadece estetiğin ötesine uzanmaz; sürdürülebilir mobiliteye doğru temel bir değişime işaret eder. Audi, 2025 yılına kadar 35 milyar avro yatırım yapmayı taahhüt ederken, önemli bir kısmını teknoloji ve elektrikli ve hibrit mobiliteye ayırmıştır.

Bu yatırım, 2025 yılına kadar yaklaşık 30 elektrikli modelin geliştirilmesini hızlandıracak ve tüm yeni Audi modellerinin 2026 yılından itibaren tamamen elektrikli olmasını öngörmektedir. Audi, 2033 yılına kadar tamamen içten yanmalı motor modellerini kaldırmayı hedeflemektedir.

Bugün, Audi'nin rotası kristal berraklığında: elektrifikasyon dönüşümünün kılavuzluğunu yapmak, endüstri devriminin öncülüğünü benimsemek ve gelişen teknolojilerin liderliğini ele geçirmek. İleriye dönük bir Ar-Ge çerçevesi ve güçlü teknolojik rezervlerle, Audi bilim kurgu ile gerçeklik arasındaki sınırların sorunsuzca bulandığı bir geleceği başlatmaya hazırdır.

Gerçekten de, elektrifikasyon, dijitalleşme ve yapay zeka ile işaretlenen bir dönemde, Audi'nin vizyonunda sergilenen bir zamanlar hayal edilmiş olan kavramlar hızla somut gerçekliklere dönüşüyor. Audi, mobilite alanındaki sürekli değişen manzarada yönünü belirlerken bir şey kesindir: gelecek geldi ve hiç olmadığı kadar heyecan verici. Gerçekleştirdiği teknolojik yeniliklerin yanı sıra, Audi'nin sürdürülebilirliğe olan bağlılığı geleceğe dair vizyonunu destekler. Elektrikli ve hibrit mobilitede yapılan ilerlemelerle Audi, sürücülere çevre dostu alternatifler sunarak karbon ayak izini azaltmayı amaçlamaktadır.

Ayrıca, Audi'nin otomotiv sektörünün ötesine uzanan araştırma ve geliştirmeye yaptığı yatırım, yenilenebilir enerji çözümlerini ve akıllı altyapı entegrasyonunu içermektedir.

Önde gelen teknoloji firmaları ve çevre örgütleriyle işbirlikleri geliştirerek, Audi küresel ölçekte pozitif değişimi teşvik ediyor.